Yıllar kovaladı yılları 50 kere değiştirildi mevsimler 50 kerre yeni yıl kutlandı Gòzümüzün önünde yükselen ayaklarıyla Boğazın iki yakasını bir araya getiren köprü ardından ne köprüler yapıldı ne sular geçti o köprülerin altından Ne yaşamlar söndü ne yaşamlar hayat buldu Bizlerin üç yıl konağa kaldığımız İki kule arasından boğazın kıyısından son seyrine daldığımız erguvanların vedasının ardından ve sıcak bir temmuz harekatı ile faşist bir darbeye son verişle Kıbrıs'da zulme son vererek komşuda asıp kesen bir cuntayı da sona erdirerek Sıcak günler yaşanırken ada üzre Apar topar toplaşmıştık mezuniyet törenine Sıcak bir İstanbul gününde Dağıtılan diplomalarla tescillenen Kütüklere çakılan çiviler Konuşmalarla şenlenen Tören geçişleri Muhtelif siperli şapkaların göğün mavisine doğru havalanan yüzlerce uçurtmalar misali kısa düşüm turları sonunda dağılarak İstanbul sokaklarına haki üstü sarı kordonların ışıltısında... Mesela bizler Arnavutköy'de ilişmiştik boğaz suları kıyısında bir meyhanenin masalarına O vakt-i kerahat akşamında.. Şerefe kalkan bardakların çın çınlarına karışan kahkahalarımzla... .............
Sonra doluşup bir trenin vagonlarında son vedalarımızı yollayarak iki kule arasına ve dahi boğazın sularına Ver elini Ankara Tren gayrı varıncaya dek Angara'nın garına makaralar sarının her tonunu bağladıydı doyunca Sonra ... Sonrası malum bir günde büyümüştük sanki bitmiş di de çocukluk şimdi asker olmuştuk sihirli değilse de sert bakışlarla Ve unutarak bir anda o sert bakışları, analım dedik o 50 yıl önceki son çocukluğumuzu. Dühul ederken Fenerbahçe Orduevinin otel cenahına başımdan eksilen saçları bahane eden bir kuş feth edecekmişcesine başımı dolanıp durdu başım üzre kısmet saçıyormuş rolü ile ama heyhat isabetsiz atışları bulmadı ne başımı ne gövdemi Baktı olmuyor vedalaştık iyi geceler dilekleriyle.. Sonra anma günü öncesi doğum günümü kutladık çatı katında Tarih baharın mayısında 10uncu gün dü Bir Balta tüm zerafetiyle ve Uğuruyla kesti geçip gitmiş 66 ncı son kuru dalımı Bir Kürşat ile birlikte Taze filiz 67ncisine ve nicelerine iyi dilekleriyle Serencamında gecenin uğurlayınca misafirlerimi Lobide leblebi dağıtıyor du Çorum'lu taifesi Yücel'terek memleketlerini otladık lafladık sohbetten Meftun olarak ertesi güne sıvandık
Ve uyandık o meşum 11 mayıs sabahına Zihinsel bir Yetişkin'liğin baş tuttuğu komitenin organizasyonunda anmak için 50 yıl önceki günleri.. Öğrendik Bilemediğimiz otobüs numaramızı Çetinelli bir Yiğit'den Sanki organize etmiyordu da akıncı beyi gibi kılıç sallıyor du cenk meydanında öyle istekli öyle telaşeli yani Hasılı binince otobüse sanki bir Cip'le boğaz turuna çıkmışız gibi keyifli bir yolculukla vardık iki Kuleli o kadim taş binaya Devremizden çıkmış KKK da hatırına binaen sanırım Asteğmenden Albaya kadar bir çok zabit karşıladı bizi kadınlı erkekli hayretengiz bakışlarımız onları izledi Kimini 50 yıldır kimini 40 küsur yıldır göremediğimiz gençliğimiz arkadaşları ile kucaklaştık hasbıhal ettik hâl sorduk hatıralar tazeledi tez elden Gençliğimizin sinema ve toplantı salonuna doğru giderken üçüncü taşınmamızda otağ kurduğumuz berber salonundan bozma en güzel manzaralı özgün karakterli o meşum 21.ks.ma uğradık pilot kaptanımız ve ks.kıdemlimiz Gök' lerin Alp'i Mürsel'in telaşeli ve heyecan dolu teşviki eşliğinde.. kapısında bebek bakım odası yazıyor du.. Doğrusu yazıyı görünce bastım kahkahayı "bak dedim bu kadar isabet olur yani" bir yıl bize de burada bakım yapmışlar dı kıçımıza kıçımıza ilişen şaplaklarıyla Dalıvermişken o günlerin anılarına geliver di gözümün önüne rahmetli 'fıs Bülent'in (Tuna) boğaza nazır cam önünde leblebi yemeleri.. Arif'in Güler yüzünde salıp bıraktığı ağarmış saç ve sakallarının seyrinde ve kardeşim piru Pakdil'li Fuat'ın denklaşörüne teslim olarak.. Sonra salona geçtik ve bilindik seronomilerin ardından değerli kardeşimiz Prof.Mithat Baydur'un duygusal ve çarpıcı konuşması iyi geldi ruhlarımıza.. Tören ve konuşmalar hitamında arka bahçe çıkışında Pîr'im Rahmi'ye rastladım el heybesinde bir dolu kitap ile, hoş beş ardı aldık haliyle bir imzalı son kitabını "hainlik biz de kalsın "diyerek Bu hay huy arasında acıkınca yetiş di imdadımıza Sardunya yemek imzalı özel sandviçler Attila Topuzdağ cenahından ikram ile Bastırılmış miğdemizle bir süre sohbete takıldık orta bahçe de ve ön bahçe de avazlardan da anlaşılacağı üzre gelmiş di tekne turu vakti, boğaz da yol keserek aldılar bizi iskeleye 70ine merdiven dayamışlar olarak güç bela tırmandık o güzel teknenin merdivenlerini ve adımıza ayrılmış masalara konuşlanarak.. Tekne o muhteşem boğazın tamamının eşsiz manzarasıyla yol alırken sık sık kıç tarafına kaçarak uzun uzun boğaz havasını ciğerlerimize doldurduk yeniden sohbetlere vesile oldu uzun yıllar sonraki karşılaşmalara istinaden İnce'den edebiyat konuştuk Nedim kardeşimle ve biraz eskiyi yad ettik ilk harbiye sıra arkadaşım Özer Ülgen ile
Sonra 40.yıl için" aa bak Kuleli"adlı şiirimi okumam istendi arkadaşlarca ama çok amatörce bir beceremeyiş yaşadım mikronla halvet olamayışım nedeniyle ve hayıflanmadan koyuverdim kendimi kadı kızı yerine ve fırsattan istifade ile Baba Fahri'ye bir kutlama mesajı ilettim ama doğum günü nedeniyle Ve zaman bir akış ardı akşama erdi gün bitti bencileyin güneş ağır aksak son demlerinde geceye bırakmaya heveslendi yerini geldiğimiz gibi döndük ordu evine Oda da biraz oyalanmanın ardından bir çay soluğu indim pastahaneye ve Yalçın duruşlu dostum Nejdet'i (j ile yazılır)gördüm orada bir iki çay yudumladık keyifli bir sohbet ile Ve zamanın kovanlama anı gelmiş di biz de başka bir yere(roof) kaçarak biralama ile sürdürdük keyifli sohbetimizi Bir gün de böyle geldi geçti dostlar. Ne anladın dersen dostları yeniden görmek laflamak ve anıları yadetmek diyeceğim; fakat asla o 50 yıl önceki duygularım yeniden yüklenemedi maalesef. Nasıl yüklensin ki resmen ruh yokedişi yaşamış okulumuz.Mekanik sıradan bir bina haline gelmiş o ruh cenneti..Çeşitliliği ve direnci yok edilmiş , parlayan gözler donuklaşmış deyim yerindeyse" sanki üstüne ölü toprağı serilmiş gibi" dolayısıyla oturunca yazının başına bir anı yazısı gibi bir şey çık dı ortaya oysa 40.yıl kutlamalarında yükselen ruhlarımız misafir etmiş di bizi kucaklayarak özlemle.. Ama diyorum ki Yitirdiklerimizin anısına saygıyla ve Rahmi'nin kitabi başlığı ile tamam tamam yine de "Hainlik Biz de Kalsın" H.H
Yıllar kovaladı yılları
YanıtlaSil50 kere değiştirildi mevsimler
50 kerre yeni yıl kutlandı
Gòzümüzün önünde yükselen ayaklarıyla
Boğazın iki yakasını bir araya getiren köprü ardından
ne köprüler yapıldı
ne sular geçti o köprülerin altından
Ne yaşamlar söndü ne yaşamlar hayat buldu
Bizlerin üç yıl konağa kaldığımız
İki kule arasından boğazın kıyısından
son seyrine daldığımız erguvanların vedasının ardından
ve sıcak bir temmuz harekatı ile faşist bir darbeye son verişle
Kıbrıs'da zulme son vererek
komşuda asıp kesen bir cuntayı da sona erdirerek
Sıcak günler yaşanırken ada üzre
Apar topar toplaşmıştık mezuniyet törenine
Sıcak bir İstanbul gününde
Dağıtılan diplomalarla tescillenen
Kütüklere çakılan çiviler
Konuşmalarla şenlenen
Tören geçişleri
Muhtelif siperli şapkaların göğün mavisine doğru havalanan yüzlerce uçurtmalar misali kısa düşüm turları sonunda
dağılarak İstanbul sokaklarına haki üstü sarı kordonların ışıltısında...
Mesela bizler Arnavutköy'de ilişmiştik boğaz suları kıyısında bir meyhanenin masalarına
O vakt-i kerahat akşamında..
Şerefe kalkan bardakların çın çınlarına karışan kahkahalarımzla...
.............
Sonra doluşup bir trenin vagonlarında son vedalarımızı yollayarak iki kule arasına ve dahi boğazın sularına
SilVer elini Ankara
Tren gayrı varıncaya dek Angara'nın garına
makaralar sarının her tonunu bağladıydı doyunca
Sonra ...
Sonrası malum bir günde büyümüştük sanki
bitmiş di de çocukluk şimdi asker olmuştuk
sihirli değilse de sert bakışlarla
Ve unutarak bir anda o sert bakışları,
analım dedik o 50 yıl önceki son çocukluğumuzu.
Dühul ederken Fenerbahçe Orduevinin otel cenahına başımdan eksilen saçları bahane eden bir kuş feth edecekmişcesine başımı dolanıp durdu başım üzre kısmet saçıyormuş rolü ile ama heyhat isabetsiz atışları bulmadı ne başımı ne gövdemi
Baktı olmuyor vedalaştık iyi geceler dilekleriyle..
Sonra anma günü öncesi doğum günümü kutladık çatı katında
Tarih baharın mayısında 10uncu gün dü
Bir Balta tüm zerafetiyle ve Uğuruyla kesti geçip gitmiş 66 ncı son kuru dalımı
Bir Kürşat ile birlikte
Taze filiz 67ncisine ve nicelerine iyi dilekleriyle
Serencamında gecenin uğurlayınca misafirlerimi
Lobide leblebi dağıtıyor du Çorum'lu taifesi
Yücel'terek memleketlerini
otladık lafladık sohbetten Meftun olarak ertesi güne sıvandık
Ve uyandık o meşum 11 mayıs sabahına
SilZihinsel bir Yetişkin'liğin baş tuttuğu komitenin organizasyonunda
anmak için 50 yıl önceki günleri..
Öğrendik
Bilemediğimiz otobüs numaramızı
Çetinelli bir Yiğit'den
Sanki organize etmiyordu da akıncı beyi gibi kılıç sallıyor du cenk meydanında öyle istekli öyle telaşeli yani
Hasılı binince otobüse sanki bir Cip'le boğaz turuna çıkmışız gibi keyifli bir yolculukla vardık iki Kuleli o kadim taş binaya
Devremizden çıkmış KKK da hatırına binaen sanırım Asteğmenden Albaya kadar bir çok zabit karşıladı bizi kadınlı erkekli
hayretengiz bakışlarımız onları izledi
Kimini 50 yıldır kimini 40 küsur yıldır göremediğimiz gençliğimiz arkadaşları ile kucaklaştık hasbıhal ettik hâl sorduk hatıralar tazeledi tez elden
Gençliğimizin sinema ve toplantı salonuna doğru giderken üçüncü taşınmamızda otağ kurduğumuz berber salonundan bozma en güzel manzaralı özgün karakterli o meşum 21.ks.ma uğradık pilot kaptanımız ve ks.kıdemlimiz Gök' lerin Alp'i Mürsel'in telaşeli ve heyecan dolu teşviki eşliğinde..
kapısında bebek bakım odası yazıyor du..
Doğrusu yazıyı görünce bastım kahkahayı
"bak dedim bu kadar isabet olur yani"
bir yıl bize de burada bakım yapmışlar dı kıçımıza kıçımıza ilişen şaplaklarıyla
Dalıvermişken o günlerin anılarına geliver di gözümün önüne rahmetli 'fıs Bülent'in (Tuna) boğaza nazır cam önünde leblebi yemeleri..
Arif'in Güler yüzünde salıp bıraktığı ağarmış saç ve sakallarının seyrinde ve kardeşim piru Pakdil'li Fuat'ın denklaşörüne teslim olarak..
Sonra salona geçtik ve bilindik seronomilerin ardından değerli kardeşimiz Prof.Mithat Baydur'un duygusal ve çarpıcı konuşması iyi geldi ruhlarımıza..
Tören ve konuşmalar hitamında arka bahçe çıkışında Pîr'im Rahmi'ye rastladım el heybesinde bir dolu kitap ile, hoş beş ardı aldık haliyle bir imzalı son kitabını
"hainlik biz de kalsın "diyerek
Bu hay huy arasında acıkınca yetiş di imdadımıza Sardunya yemek imzalı özel sandviçler Attila Topuzdağ cenahından ikram ile
Bastırılmış miğdemizle bir süre sohbete takıldık orta bahçe de ve ön bahçe de
avazlardan da anlaşılacağı üzre gelmiş di tekne turu vakti,
boğaz da yol keserek aldılar bizi iskeleye
70ine merdiven dayamışlar olarak güç bela tırmandık o güzel teknenin merdivenlerini ve adımıza ayrılmış masalara konuşlanarak..
Tekne o muhteşem boğazın tamamının eşsiz manzarasıyla yol alırken sık sık kıç tarafına kaçarak uzun uzun boğaz havasını ciğerlerimize doldurduk yeniden
sohbetlere vesile oldu uzun yıllar sonraki karşılaşmalara istinaden
İnce'den edebiyat konuştuk Nedim kardeşimle
ve biraz eskiyi yad ettik ilk harbiye sıra arkadaşım Özer Ülgen ile
Sonra 40.yıl için" aa bak Kuleli"adlı şiirimi okumam istendi arkadaşlarca ama çok amatörce bir beceremeyiş yaşadım mikronla halvet olamayışım nedeniyle
Silve hayıflanmadan koyuverdim kendimi kadı kızı yerine ve fırsattan istifade ile Baba Fahri'ye bir kutlama mesajı ilettim ama doğum günü nedeniyle
Ve zaman bir akış ardı akşama erdi gün bitti bencileyin güneş ağır aksak son demlerinde geceye bırakmaya heveslendi yerini geldiğimiz gibi döndük ordu evine
Oda da biraz oyalanmanın ardından bir çay soluğu indim pastahaneye ve Yalçın duruşlu dostum Nejdet'i (j ile yazılır)gördüm orada bir iki çay yudumladık keyifli bir sohbet ile Ve zamanın kovanlama anı gelmiş di biz de başka bir yere(roof) kaçarak biralama ile sürdürdük keyifli sohbetimizi
Bir gün de böyle geldi geçti dostlar.
Ne anladın dersen dostları yeniden görmek laflamak ve anıları yadetmek diyeceğim;
fakat asla o 50 yıl önceki duygularım yeniden yüklenemedi maalesef. Nasıl yüklensin ki resmen ruh yokedişi yaşamış okulumuz.Mekanik sıradan bir bina haline gelmiş o ruh cenneti..Çeşitliliği ve direnci yok edilmiş , parlayan gözler donuklaşmış deyim yerindeyse" sanki üstüne ölü toprağı serilmiş gibi" dolayısıyla oturunca yazının başına bir anı yazısı gibi bir şey çık dı ortaya oysa 40.yıl kutlamalarında yükselen ruhlarımız misafir etmiş di bizi kucaklayarak özlemle..
Ama diyorum ki
Yitirdiklerimizin anısına saygıyla ve
Rahmi'nin kitabi başlığı ile
tamam tamam yine de
"Hainlik Biz de Kalsın"
H.H