28 Şubat 2022 Pazartesi

üçdamlar & sarım çayı


27.11.2003 tarihinde kısım komutanımdan aldığım emir doğrultusunda Tug. K.nı Tuğgeneral..’ın

fotoğraflarını çekmekle görevlendirildim. 27.11.2003 sabahı saat 09:02’da Tug. K.nı koruma

aracına bindik ve Tepe J.Krk.na doğru yol aldık. Tepe J. Krk.unda Tug. K.nının Karakol Komutanı

ve diğer karakol personelleri ile bayramlaşmalarının görüntülerini çektim. Tepe J.Krk.unda

ayramlaşma bittikten sonra istikametimizi Üçdamlar J.Krk.una çevirdik. Asfalt yoldan çıkıp

Üçdamlar yoluna girdik ve yanımdaki Tug. K.nı koruması olan arkadaşlarla konuşuyordum.

Çevredeki manzaranın ne kadar güzel olduğunu birbirimize anlatıyorduk. Üçdamlar yolunda

yaklaşık 4 km. kadar ilerlemiştik. Kencar mezrası girişine geldiğimizde karşıdaki dağda değişik

şekilde iki tane ağaç vardı. Biz bu ağaçları konuştuğumuz esnada çok şiddetli bir patlama

meydana geldi, gözlerim karardı ve ben birden ne oluyooor...! diye bağırdım ve patlama benim

oturduğum  yerin sağ tarafında olduğu için benim sağ kulağımda çok şiddetli bir çınlamaya

neden oldu. Hemen kendimi araçtan aşağı attım ve yere mevzi aldım. Kafamı hafiften kaldırdığımda

koruma arkadaşlarımın hepsi bir yere dağılmış olduğunu gördüm. Hemen yanı başımda da

kafa kafaya verdiğim bixici arkadaşım vardı. Kafasını kaldırıp bana baktı ve ‘’Biz öldük mü ?’’

diye sordu. O arada iki el silah sesi duyduk. ‘’ Mevzi alın!’’ diye bir ses işittik. Kendimi yolun sol

tarafına attım ve saklanmak için bir südre aradım. Ancak hiç bir yer bulamadım. Sürünerek olay

yerinden uzaklaşmak istedim. O sırada aklıma fotoğraf makinamın bulunduğu çanta geldi. Çantam

araçta kalmıştı. Koruma Çvş. ve aracı kullanan şoför ile yan

yana gelmiştik. Koruma Çvş.nun telafüz ettği ‘’Yıldıray ne oluyoo Yıldıray, öleceğiz Yıldıray’’

sözleri ve bu sözleri söylerken gözlerinden akan damla damla göz yaşlarını ve de yüzündeki

korku ifadesini unutmam mümkün değil. Tugay Komutanımız seslendi. ‘’ Kimsenin bir şeyi var mı

çocuklar hepiniz iyi misiniz...’’ kendime şöyle bir baktım herhangi bir yerimden yara almamıştım ve

hepimiz ‘’ İyiyiz Komutanım.’’ dedikten sonra silahlarımız tam dolduruş pozisyonunda sıçrayarak

mevzii değiştirdik. Tugay Komutanımız tekrar seslendi. ’’ Çocuklar çok iyi gözetleme yapın, onları

gördüğümüz taktirde onların anasını ağlatmalıyız.’’dedi. Gözetleme yapmaya devam ettik. Daha

sonra Lice Jandarma Bölük Komutanı seslendi. ‘’ Komutanım bu bir mayın ve uzaktan kumandayla

patlatılmış.’’ dedi. Daha sonra destek istendi en çabuk gelen destek 10-15 dakika içinde Üçdamlar

J.Krk.undan geldi. Yaklaşık 1-1.5 saat sonra diğer desteklerde yardıma geldi. Aracın yanına gittik.

Ben çantamı buldum ve hemen içini açtım. Fotoğraf makinelerimi kontrol ettim, iki fotoğraf

makinesinin da sağlam olduğunu gördüm. Kayık kepim ve fotoğrafçı kolluğum çamurun içindeydi.

Hepsini topladım ve dijital makinemle birkaç fotoğraf çektim. O sırada Kısım Komutanım geldi.

‘’ Yıldıray nasılsın, geçmiş olsun, sen bırak makineyi biz çekeriz.’’ dedi. Bende makineyi verdikten

sonra Koruma Uzm. Çvş.un beni ve diğer koruma arkadaşları topladı. Şöyle yere çöktüm ve bir

sigara yaktım. Olanlara inanamıyordum. Arkadaşlarla Jandarmanın Land Rover marka aracına

bindik ve birliğimize hareket ettik. Yolda gelirken bir müddet kendi aramızda yorum yaptık.

’’Arkadaşlar Birliğimizde verilen eğitimlerin hepsinin bir faydası varmış ve görüldüğü gibi terör

henüz bitmemiş ve ölüm insana ne kadar yakın olduğunu bir kez daha gösterdi.’’ Bu sözlerden

sonra hepimiz sessizliğe büründük ve nihayetinde Birliğimize gelmiştik. Olayın şokunu

atlatmam üç gün kadar sürdü, ama neticede biz askerdik ve askerlik andını içtikten sonra bu

tür olaylarla karşılaşmaya hazır olduğumuzu da kabul etmiştik. Bu tür olayların tekrar

yaşanabileceğini düşünerekten vatani görevimde her hangi bir noksanlığa yol açmadan

görevimi en iyi şekilde yapacağımı ve vatanın korunmasında canımı seve seve vereceğimin

bilinmesini arz ederim.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder