Bir ömrü özetlemek mümkün mü? Küçük bir pencere açalım. 70’li yıllar ve otuz sene sonrasını yazarken hatırda kalanları bölümlere ayırarak yazma cesaretini buluyorum. Ergenlik döneminin başında olduğumuz o yılları; ülkenin dört bir yanından koparak gurbette bıraktığımız evlerimiz kadar benimsediğimiz “Şanlı Yuva”yı kâğıda dökmeye çalışacağım.
Okul sınırları tel örgüyle çevrili değil. Boğaz tarafındaki ön bahçe ve Vaniköy’e bakan taraf desenli döküm demirlerle yükseltilmiş duvarlarla çevrili. Boğaz kıyısındaki tarihi bina
ile yukarı okul arasındaki yol mahalle sakinlerinin kullanımına açık. Civardaki mahalle sakinleri okul binaları arasından geçiş yapıyorlardı. Okulun üst tarafında ise sınır belli değil. Okul arazisi ve komşu gecekonduların bahçelerini ayıran belli bir sınır yok. Okul bölgesinden ayrılarak biraz daha tırmandığınızda mezarlıkla karşılaşıyorsunuz. O dönemde bazı arkadaşlarımız spor kıyafetleriyle koşuya çıkmak veya başka gerekçelerle önce ormanlık alana, sonrasında başka yerlere gidiyorlardı.
Otuz sene sonra durum biraz değişmişti. Seksenli yılların başında okul sınırlarına bitişik yirmi bir adet gecekondu okul sınırlarına katılmıştı. Eskiden belirsiz olan sınırlar tel örgü ve duvarlarla çavrilmişti. Gecekonduların 5-6 adedi yukarı okul bölgesindeki lojmanlar yakınında, biri Kuleli Baba Türbesi yanında, okul çitlerine komşu ve sınır dışında, 7-8 adedi yine okul sınırları dışında ve Vaniköy tarafındaki mahallelere çıkan yokuş boyunca sıralanmışlardı. Eskinin gecekonduları artık standart dışı lojman olarak kullanılıyorlardı. Söz konusu binalar çok küçük ve bakımsız olduklarından okul hizmetlileri tarafından tercih ediliyor ve istekli olanlara okul idaresi tarafından tahsis ediliyorlardı. Oturma süresi ise okul idaresinin inisiyatifinde; on dört yıl oturan da var, kısa sürede lojmandan çıkarılan da var. Tarih 2001’in sonlarını gösterirken hiç kimsenin sorgulamadığı bir olay dikkatleri çekmişti. Gecekondular eskiden olduğu gibi okul envanterine katıldıktan sonra da elektrik ve suyu kaçak kullanmaya devam etmişler. Kullanıcılar seslerini çıkarmamış, idare de durumun farkında değil. Binaların bir bölümü eski yer altı kablolarından, bir bölümü ise okul sınırları dışında kalan elektrik direklerinden havai hat çekmişler, ancak kimse “dışarıdan okul sınırlarına giren bu teller de nedir?” sorusunu sormamıştı. Su ihtiyacı da benzer anlayışla çekilen kaçak hatlarla karşılanmıştı. Sonuç olarak ilgili kurumlarla görüşülerek sayaç taktırılması sağlandı. Sadece bir yıl geriye gidilerek sarfiyat bedellerinin alınması ve mevzuata uygunluk sağlanması formülü hayata geçirildi. Oturulamaz raporu ve yıkım kararı alınan 4-5 bina o tarihlerde yıkılmıştı. Okul idaresi kontrolünde hizmetlilere tahsis edilen standart dışı lojmanlar, yine aynı tarihlerde bilinen resmi işlemlerle tahsis edilir hale getirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder