23 Haziran 2012 Cumartesi

Ürumçi'de

Kazakistan Çin sınırında, ara bölgeye arabalarımızı bıraktık. Çin tarafına geçerken Türkçemizi anlayan bir Çin polisi  Uygur Murat bize yardımcı oldu. Zorlukla karşılaşmadan karşı tarafa
 geçtik. Yolculuk öncesinde Çin Büyükelçiliğindeki bir görevliden aldığımız kırmızı mühürlü yazı her takıldığımız yerde işe yaradı.
Üç aile üç ayrı araç kiraladık. Sınırdan 800 km. içerideki Ürumçi'ye gittik. Mahalli bir şoför. Çince ve biraz Rusça biliyor. Sonuçta yolda giderken yol bitti, sel yolları bozmuş. Biri birimiz kaybettik. Yolda temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak yer bukmakta zorluklarla karşılaştık. Benzin istasyonu var, tuvalet yok. Temizlik anlayışı, turizm anlayışı yok. Bir yerleşim yerinden geçerken bizi ilkel bir usülle (eskinin yağdanlık gibi bir aletiyle) dezenfekte edip ilerlememize müsaade ettiler. Yaptıkları şey; "arabalarımızın tekerlekleri üzerine derterjan benzeri sıvı dökmek." Sonuçta Urumçi'de biribirimizi bulduk. Dünyanın değişik bir köşesi, değişik yaşam tarzı ile karşılaştık. Ancak Türkçemiz orada biraz farklılıkla kullanılıyor. Uygur demek Türk demek. Sanki atalarımız orada yaşamaya devam ediyor. Eski ipek yolunun bir bölümünü gördük. tarih diye öğrendiklerimizin orada yaşamaya devam ettiğine şahitlik ettik. Bir daha gitmek isteriz, ancak kesinlikle hava yolu ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder